1. mesleğimin ortalarındayım.
    henüz kırılmış bir kalp göremedim. ama kırılmış ve örselenmiş benlikler gördüm. kırılan ve örselenen benliklerin savunma mekanizmalarını, kendiliklerini nasıl korumaya aldıklarını gördüm. henüz kırılmış bir kalp göremedim.
    bir insanı tanımanın en iyi yolu öyle borç istemek, borç vermek, fıstıklı leblebi, beraber tatil falan değildir. en azından benim için. bir insanı tanımanın en iyi yolu bence benliğinin kırıldığındaki halini izlemektir. bazılarının hemen ışığı görünür, bazılarının ise hiç gözükmez.
    bir insanı tanımak istiyorsanız onun benliğine saldırın.
  2. kalp bir pompadır. görevi vücuda ihtiyacı kadar kanı pompalamaktır.
    ego, sahte benlik duygusudur. kişiyi farklandırarak kişinin kendine bakmasını kendi içgörüsünü sağlar. bir nevi aynadır.
    hangisi kırılabilir? kalpler mi? ego mu? sizin kalbim kırıldı dediğinizde olan şey, kırılan benliğinizin topu yumuşatması ve gol atmanız için size orta yapması değil mi? hala benliğin gölgesinde top oynamaktasınız.
    haaa, egonuz kalbiniz olmuşsa bilmem. o halde doğru söylemektesiniz.

    kalbimi kırdın sözünü söylemekten uzak tutuyorum kendimi. beni kıranlara beni kırdın sözünü kullanmayı daha çok seviyorum. gerçeği de bu zaten.

    kalbinizi yani mecazi gerçek benliğinizi egonuzda arıyorsanız boşuna aramayın. orada değil. gerçek benliğinizi kendinizde aramamanız gerektiğini de öğreneceksiniz.